GüncelKadın

AÇIKLAMA | 8 Mart’ta Emperyalist Savaşlara, Faşizme, Yoksulluğa ve Ataerkiye Karşı Mücadele Bizi Çağırıyor!

Komünist Kadınlar Birliği(KKB), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe ilişkin bir açıklama yayımladı.

https://www.tkpml.com‘da yer alan haberde TKP-ML KKB tarafından yapılan açıklama, “Binlerce yıllık sınıf mücadelesi tarihi gibi Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihi de bizlere mücadelenin önemini ve ısrarlı olduğumuzda kazandığımızı gösteriyor. İşçi sınıfı ve emekçiler ve elbette bunun içinde yer alan kadınlar ve LGBTİ+lar tarafından elde edilen tüm kazanımlar, mücadeleyle ortaya çıkmıştır.” sözleriyle başlıyor.

“Tüm dünya emekçi kadınlarının bir adım öne çıkması gerekmektedir.”

“Yüz yılı aşkın bir süredir bulunduğumuz her yeri mücadele alanına çevirdiğimiz 8 Mart Uluslararası Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihi de bize bunu göstermektedir. 8 Mart’ı yaratan ve yaşatanlar, bizlere aynı zamanda kölelik ve itaat etmek dışında bir hayat tanımayan sisteme karşı isyan etme hakkını da vermişlerdir!” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Biz de, bir kez daha dünyanın dört bir yanındaki her cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden işçi-emekçi kadınlarla dayanışma içinde eşitlik ve özgürlük için savaşımızı yükseltiyoruz! Dünyanın dört bir yanındaki kadın hareketinin özneleri olarak birbirimizden ilham alıyor, birbirimizi büyütüyor, emperyalist-kapitalist sisteme, ataerkiye, faşizme, şovenizme ve her türden gericiliğe karşı mücadelede enternasyonalist bir bakış açısıyla saflarımızı sıklaştırıyoruz! Bu bakış açısı, sömürü ve baskı sistemlerinin ancak komünizm mücadelesiyle ortadan kaldırılabileceğini, bu mücadelenin de en geniş emekçi ve ezilen halk kitlelerinin birleşmesini gerektirdiğini teyit eden bir bakış açısıdır.

8 Mart, Hitler’in Reichstag’ında Nazilerin karşısında dimdik duran Alman komünist lider Clara Zetkin’in girişimiyle 1910 yılında Uluslararası Sosyalist Konferans tarafından Dünya Kadınlar Günü olarak belirlenmişti. Alexandra Kollontai ise üç yıl sonra yaptığı bir konuşmada şu soruları soruyordu: “‘Kadınlar Günü’ nedir? Bu gerçekten gerekli mi? Burjuva sınıfının kadınlarına, feministlere ve süfrajetlere verilen bir taviz değil midir? İşçi hareketinin birliğine zarar vermiyor mu?” Bu sorulara, hayatın kendisinin zaten açık ve etkili bir yanıt verdiğini söyleyen Kollontai, 8 Mart’ı “proleter kadın hareketinin uzun ve sağlam zincirinin bir halkası” olarak tanımlıyordu.

İşte bu uzun ve sağlam zincirin bir halkası olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü bu yıl, barut ve kan kokusunun tüm dünyayı sardığı, emperyalistlerin dünyayı yeniden paylaşmak için milyonlarca insanın ölümünü göze alarak daha büyük ve daha kapsamlı bir savaşa hazırlandıkları; soykırım ve katliamların televizyon ekranlarından yayımlandığı; doğanın talan edilmesiyle ekolojik düzeninin bozulduğu; yoksulluk, savaşlar ve “doğal” afetler nedeniyle milyonlarca insanın doğduğu yerleri terk edip göçmen-mülteci haline geldiği; savaş ekonomisi ve baskıcı-faşist yasalarla halkların cendere altına alındığı bir ortamda karşılıyoruz.

Bu tablo, kafamızı kuma gömüp “ortalığın sakinleşmesini” bekleyerek değil, anti-emperyalist mücadeleyi geliştirip, dünya halklarını emperyalist savaşa karşı çıkma noktasında birleştirerek değişebilir. Bunu yapmak için, tüm dünya emekçi kadınlarının bir adım öne çıkması gerekmektedir.

Zira Stalin yoldaşın dediği gibi; “Tarihte emekçi kadınların rol oynamadığı tek bir büyük ezilenler hareketi olmamıştır. Ezilenlerin en ezilenleri olan emekçi kadınlar, kurtuluşun büyük yürüyüşünden hiçbir zaman uzak durmadılar ve duramazlardı.”

AKP-MHP iktidarı ve burjuva sözde muhalefet emekçi kadınların düşmanıdır!

“25 yıllık iktidarı boyunca adım adım faşizmin çıtasını yükselterek, yoksulluğu derinleştirip, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaparak iktidarda kalmayı başarmış olan AKP hükümeti, ezilen yoksul emekçi halkın, kadın ve LGBTİ+ların düşmanıdır. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırıp, 6284 sayılı yasayı tartışma konusu haline getiren, LGBTİ+lara yönelik nefreti derinleştirip örgütlenmelerini hedef gösteren, sokakta, evde, okulda, işte hayatı şiddetle iç içe güvencesiz hale getiren AKP hükümeti ve MHP’sinden Deva’sına, İyip’inden Saadet’ine, solcu diye karşımıza çıkartılmaya çalışılan CHP’ye tüm faşist düzen partileri emekçi halk karşısında aynı pozisyonda ve çizgidedirler.” sözleriyle AKP-MHP iktidarının kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına dikkat çekildi.

Açıklamada 6 şubat depremine, Erzincan İliç’te yaşanan maden katliamına da vurgu yapılarak şunlar kaydedildi:

6 Şubat depremlerinde halk, yakınlarının imdat çığlıklarını dinleyerek yardım beklerken tüm bu faşist partilerin kimi uykuda, kimi propaganda peşinde, kimi şov derdindeydi. Halkın yaralarını sarmaya koşan yine halkın kendisi ve devrimci, demokratik örgütlenmeleriydi, kadın kurumlarıydı.

Madenler işçileri kara delik gibi yutarken, işçiler patronların sömürü çarkları altında ezilirken, doğa talan edilip köylünün toprakları, ağaçları, suyu, nehirleri sermaye tarafından gasp edilirken, bugün yerel seçimlerin ön günlerinde gördüğümüz gibi tüm partiler rant peşinde kavgaya tutuşmuş durumdalar. Haftanın her günü “Kemalizm mi, Şeriat mı?” ikilemi üzerinden hayatlarımızla ilgili oyun oynayanların gürültüsü midemizin gurultusunu bastıramıyor! Mecliste bağıra çağıra kavga edip maaşlarını hak ettiklerini düşünen vekillerin sesi, çocuklarımızı yatağa aç gönderdiğimiz gerçeğine zerre etki etmiyor! Kötünün iyisini ya da daha az kötü olanı seçip bu çöplerden umut beklemek, üzerimizdeki şiddeti durdurmuyor; taciz, tecavüz ve cinayetlerin önünü almıyor!

Burjuva faşist sistemin tüm propagandalarını da şovlarını da, tehditlerini de vaatlerini de, güzel sözlerini de küfürlerini de aynı direniş ve mücadele azmiyle karşılayalım. Çünkü yalan söylüyorlar! Gözümüze baka baka yalan söylüyorlar! Bu sermaye temsilcilerinin, bu asalak sömürücülerinin hak ettikleri tek yanıt birliğimiz, dayanışmamız ve örgütlü mücadelemiz olmalıdır. Agrobay’dan Özak’a işçi kadınların mücadelesi hepimize bunu söylüyor. Elinde silahı, dilinde kavga marşları faşizme karşı canını ortaya koyan özgürlük savaşçıları bize gerçek kurtuluşun yolunu gösteriyor. Dünyanın dört bir yanında militan kadın mücadeleleri bize ellerini ve yüreklerini uzatıyor. Emperyalist savaş tehdidine, yoksulluğa, faşizme, ırkçılığa ve ataerkil sisteme karşı mücadele bizi çağırıyor.

Yaşasın enternasyonal kadın dayanışması!

Emperyalizme, faşizme, şovenizme, ataerkiye, heteroseksizme ve her türden gericiliğe karşı yaşasın kadın örgütümüz!

Eşit işe eşit ücret!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu