GüncelMakaleler

KADINLARIN BİRLİĞİ | Cinsiyetsiz Belirlenen Asgari Ücretin Cinsiyetli Sonuçları Var!

"Sonuç olarak kadın mücadelesinin bir parçası olarak, asgari ücret tartışmaların neresinde olduğunu düşünüp, bu konuda (sadece rakam içermeyen) net talepler belirleyerek, mücadeleci bir hat çizmemizin zorunluluğu olduğu açık"

Patronlar ve onların devleti, her yıl işçiye asgari düzeyde yaşam standardı belirliyor ve o işçi (ailesiyle birlikte), bütün yıl boyunca bu standartlarda (ki daha verildiği andan itibaren enflasyon nedeniyle erimeye başladığını da unutmayalım) yaşamaya mahkum ediliyor. Bu asgari ücretin içinde zorunlu gıda, barınma, ulaşım vb. mevcutken, sosyal hayat, kültür gibi ihtiyaçlar da bunun içinde yer aldığı iddia ediliyor. Yani büyük bir yalan-dolan hikayesi!

Asgari ücretin açlık sınırında, hatta daha da altında belirlenmesi tek mesele değil, bu ücretin aileye göre değil, kişiye göre hesaplanmasından aile içinde ücretsiz emeğin sahibi kadınların hiç payının olmaması ve dahası verilebilecek en az ücretin bugün ülkemizde genel ücret belirlemesi haline gelmesine kadar bir dizi işçi ve kadın düşmanlığının göstergeleri mevcut. Bir de buna, yılda iki kez yapılan enflasyon oranındaki artıştan vazgeçilip tek artışla yetinilmesi kararını ekleyin siz. Yılda dörde çıkarılması istenirken, patron ve devlet el küçültüyor yani.

Pazarda-markette kendi enflasyonunun farkında olan emekçi halkın, TÜİK’in artık kimsenin inanmadığı enflasyon rakamları açıklamasıyla belirlenen asgari ücret zamlarına nitelikli kurumsal dolandırıcılık demek yerinde olur.

Özel sektörde asgari ücret ve altında ücretle çalışanların oranı yüzde 50.4’e ve asgari ücret civarında çalışanların oranı (yüzde 10 komşuluğunda) yüzde 64.7’e ve dahası kayıtdışı çalışanlarda asgari ücret ve altında ücret alanların oranı yüzde 84.7’e ulaşmışken bir bütün işçi sınıfı ve emekçilere dayatılan bir standart olduğu açıktır. Kayıtdışı çalışanların yüzde 23’ünün 1.500 TL aldığını da ekleyelim. (DİSK-AR Asgari Ücret Gerçeği 2023 Araştırması)

Asgari ücret belirlemelerinde kadınların durumu ise görmezden gelinen konulardan biri. Aynı araştırmaya göre kadınların çok büyük bir bölümü asgari ücret ve daha altında ücretlerle çalışıyor. Daha anlaşılır olması açısından bir veri daha; asgari ücretin yüzde 10 fazlası ve altında ücret alanların oranı, genelde yüzde 48.7 iken kadınlarda bu oran yüzde 55.6’ya yükseliyor. Yani asgari dedikleri sefalet yaşamının bile reva görülmediği emeğin sahibi elbette kadınlar oluyor. Asgari ücret cinsiyetsiz olarak belirleniyor ama cinsiyetli-cinsiyetçi sonuçlar doğuruyor!

Peki buna karşın kadın işçi ve emekçilerin ne kadar söz hakkı var? Tüm işçilerin ne kadar hakkı varsa, onun yarısını alarak hesaplayın. Çünkü bu tartışmalarda kadınların, yaşamsal giderlerinin esamisi bile okunmuyor. Türk-İş’in süslemek için ikisi kadın dört işçiyi toplantıya katması da evlere şenlik sendikacılık örneği. Sanki komisyondaki patron ve devlet temsilcileri işçilerin nasıl yaşamak zorunda olduğunu bilmiyor da, bir de işçilere anlattırıyorlar! Sendikanın yapması gereken, işçilerin taleplerini alıp üretimden gelen gücü de dahil ederek komisyonda kabul ettirmek için çaba sarf etmekken, şov peşinde tribünlere oynuyor. Ama tribünler hep bir ağızdan “açız” diye bağırıyor, kulaklarını kapatıyorlar.

Ama hepimizin pür dikkat kulaklarımızı açtığımız kadınlar da var. Taa Amerikalardan getirip Merkez Bankası Başkanı yaptıkları Hafize Gaye Erkan mesela… Gaye hanımın (pardon Hafize’yi tercih ediyormuş, mevcut iktidarla uyumlu olsun diye) küçücük çocuğuyla, kiraların pahalı olmasından kaynaklı İstanbul’da ev bulamayıp annesinin yanına yerleştiğini öğrenmek hangimizi üzmedi ki!!! (Toplam 14.2 adet asgari ücret tutarında maaş mı alıyormuş?) Boşandıktan sonra dahi ayrıldığı erkekle aynı evi paylaşmak zorunda kalan ya da aile evine sığıntı gibi yerleşmek zorunda kalan kadınlar, (asansörde düşüp ölmek de olsa ucunda) KYK yurdu çıkmadığı için üniversiteye gidemeyen gençler trajik tek tek istisnai örnekler değil mi?

Sonuç olarak kadın mücadelesinin bir parçası olarak, asgari ücret tartışmaların neresinde olduğunu düşünüp, bu konuda (sadece rakam içermeyen) net talepler belirleyerek, mücadeleci bir hat çizmemizin zorunluluğu olduğu açık. Ücretli bir işte çalışan kadınların yarısından fazlasının asgari yaşamın altındaki standartlara mahkum edildiği bir ülkede yaşıyoruz!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu