GüncelManşet

Basına yönelik baskılara karşı “Ben Gazeteciyim İnisiyatifi” kuruldu

H. Merkezi: Son süreçte basına yönelik baskıların artması ile birlikte gazeteciler, “Ben Gazeteciyim İnisiyatifi”ni kurarak gazeteci ve gazetelere yönelik saldırılara karşı dayanışma inisiyatifi kurdular.

Gazetecilere yönelik baskıların artması, gazetelerin toplatılması, televizyon ekranlarının karartılması, gazeteciler ve gazetecilere destek verenlerin tutuklanması üzerine bir araya gelen gazeteciler, “Ben Gazeteciyim İnisiyatifi”ni kurarak gazeteciliğin suç olmadığını ve halkın haber alma hakkını savunuyorlar.

İl olarak banner kampanyası başlatan İnisiyatif, Kürtçe ve Türkçe, “Biliyor muydunuz? Gazetecilik Suç Değil” ve “Hûn Vê Dizanin? Rojnamegerî Ne Suc e” başlıklarıyla hazırlanan bannerları, 11 Temmuz Pazartesi gününden itibaren 5 gün boyunca günlük gazeteler, televizyon ve internet sitelerinde yayınlanacak.

Kampanya içerisinde Agos, Azadiya Welat, BirGün, Cumhuriyet, Evrensel, Halkın Nabzı, Özgür Gündem, Yurt gazeteleri ile ETHA, Özgür Gelecek, T24, P24, Bianet, Haberdar, Diken, Sendika Org, Jiyan, ABC Gazetesi, Journo, Dağ Medya, Solfasol, İlke Haber ve İMC’nin de aralarında olduğu çok sayıda basın yayın kuruluşu var.

Ben Gazeteciyim İnisiyatifi, yeni bir dayanışma ağına ihtiyaç olduğunu belirterek, “Ben gazeteciyim! Gazetecilik suç değildir” başlığı ile bir açıklama yaptı.

Açıklama şöyle:

Ben gazeteciyim!

Gazetecilik suç değildir!

Türkiye’de basın üzerindeki baskı giderek ağırlaşıyor.

Basın özgürlüğüne sahip çıkan ve işini yapmaya çalışanlar ağır bir ‘bedel’ ödemek zorunda kalıyor.

Çatışma bölgelerinden bildiren gazeteciler, can güvenliği olmadan, her gün tehdit ve tacize maruz kalarak çalışıyor.

Muhabir, editör ve yazarlar soruşturuluyor, haklarında hakaret davaları açılıyor. Yaptıkları veya sosyal medyada paylaştıkları haberler yüzünden pek çoğu tutuklu yargılanıyor ve hapse atılıyor.

Basın çalışanları, ‘ajanlık’, ‘terör örgütü propagandası’ yapmak, hakaret gibi suçlamalarla düşmanlaştırılıyor. Bu kampanyadan, Türkiye hakkında yazan yabancı gazeteciler de nasibini alıyor.

Gazetecilik, Türkiye basın tarihinde belki de ilk kez, yabancı basına dek uzanan şekilde baskı altına alınıyor, kriminalleştiriliyor.

Gazeteciler işini yapamaz hale getiriliyor ve işten atılıyor… Sık sık sansür baskısı altında çalışıyor, yaptığı habere ve çalıştığı kuruma göre damgalanıyorlar.

Gerçekler yayın yasaklarıyla kısıtlanıyor, karartılıyor. ‘Hoşa gitmeyen’ yayınlar suç sayılıyor. Pek çoğu kapatılma tehdidi altında.

Gazetecilerle dayanışma sergileyen farklı kesimler de hedef tahtasına oturtuluyor.

Tüm bu baskılara karşı gazeteciler, cezaevlerinin önünde, adliye bahçelerinde, baskı altındaki yayınların yazı işleri masalarında, İstanbul’dan Diyarbakır’a nöbet tutup dayanışma sergiliyor…

Basın özgürlüğüne sahip çıkmak, halkın haber alma hakkına sahip çıkmak demektir!

Haber alma hakkı kısıtlanan bir toplumda demokrasiden bahsetmek mümkün olamaz.

Biz, mesleği gereği ya da basın özgürlüğüne destek verdikleri için karalanan, hapse atılan, susturulmaya çalışanların sesi olmak için var gücümüzle çalışacağız.

Biz gazeteciyiz ve haykırıyoruz:

Gazetecilik suç değildir!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu