Güncel

Sarıgazi Tertip Komitesi: Polis ablukasına, saldırılarına, işkencesine son verilmeli!

Sivas Katliamı anmasında polis saldırısına ve işkencesine karşı mücadele edeceklerine dikkati çeken Sarıgazi Tertip Komitesi, “Sivas katliamı gibi bir insanlık suçu olan çıplak arama saldırısına da, her türlü işkence ve kötü muameleye karşı da insanlık onurunu korumaya, hesap sormaya devam edeceğiz” dedi.

Sivas Katliamı anmasında polis saldırısına ve işkencesine karşı mücadele edeceklerine dikkati çeken Sarıgazi Tertip Komitesi, “Sivas katliamı gibi bir insanlık suçu olan çıplak arama saldırısına da, her türlü işkence ve kötü muameleye karşı da insanlık onurunu korumaya, hesap sormaya devam edeceğiz” dedi.

Sarıgazi Tertip Komitesi, Sivas Katliamı’nın 30’ncu yıl dönümünde İstanbul Sarıgazi’de yapılmak istenen anmaya yönelik polis saldırısına ve gözaltındaki işkencelere ilişkin İHD İstanbul Binası’nda basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısında, “Baskıya, sömürüye işkenceye karşı mücadeleyi büyütüyoruz” pankartı açıldı. Basın metnini Sarıgazi Tertip Komitesi adına Devrim Edepali okudu.

‘İbrahim Kaykapkaya’nın resmini, flamasını taşımaya devam edeceğiz’

Sivas katliamı anmasında eylemcilere yönelik polis işkencesi ve çıplak arama işkencesi gerçekleştiğini söyleyen Edepali, Devrimci önder İbrahim Kaypakkaya’nın resmini taşımanın suç olmadığını vurguladı. Devrimci önderlerin mücadelesini sonuna kadar yaşatacaklarını söyleyen Edepali,  “İnsanın kimliğine, kişiliğine, iradesine saldırarak kendilerine biat eden, boyun eğen, sindirilmiş bireyler yaratmak isteyen bu düzene karşı dik durmaya devam edeceğiz. Sivas katliamı gibi bir insanlık suçu olan çıplak arama saldırısına da, her türlü işkence ve kötü muameleye karşı da insanlık onurunu korumaya, hesap sormaya devam edeceğiz. Anma yürüyüşüne yönelik polis saldırısının bahanesi olan İbrahim Kaypakkaya’nın resmi, bugüne kadar birçok basın açıklamasında, mitingde, etkinlikte taşındı, taşınmaya devam ediyor. Ders İbrahim Kaypakkaya’nın resminden korkan egemenlerin korkusunu biliyoruz. Katledilişinin 50. yılında da korkuyorlar. Kavgamız, yoksul-zengin kavgasıdır. Er ya da geç bu kavgada zaferi elde edeceğimizi biliyorlar. Devrimci hareketimizin ve işçi sınıfının devrimci önderleri, sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya kurma mücadelemizin bayrağı olmaya, en önde yürüme onuruna sahip olmaya devam ediyor, edecektir. İşçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen halkların eşitlik, özgürlük, kardeşlik için verdiği her mücadelede devrimci önderlerimizin anısını, mücadelesini yaşatacağız” dedi.

‘Polis işkencesine son vermelidir’

Edepali, son zamanlarda mücadele eden kesimlere yönelik birçok saldırıda polisin baskı ve tehditleri arasında yer alan ajanlık-muhbirlik dayatmalarına son verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Edepali, “İşkenceyle gözaltına alınan arkadaşımız Diyar Sarıkuş’un polis saldırısının daha ilk anından itibaren hedef gösterilmesi, arkadaşımıza yönelik baskı ve tehditlerin artarak sürdüğünün göstergesidir. Muhalif kesimleri susturma çabasına eşlik eden daha fazla baskı ve şiddet ile korku toplumu yaratmak istiyorlar. Bu dayatmaları, baskıları kabul etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz. Biliyoruz ki; bu tehdit ve saldırılar ne ilktir ne de son olacaktır. Bu saldırılardan korkmuyoruz, çünkü bu saldırıların, kendi korkularının yansıması olduğunu biliyoruz. Yaşam alanlarımıza yönelik polis ablukasına, polis saldırılarına, polis işkencesine son verilmelidir” diye konuştu.

‘Yolumuz, Mazlum, Mahir, İbo, Deniz’in yoludur’

Toplum üzerinde artan baskı politikalarına karşı örgütlü mücadele etmek gerektiğinin altını çizen Edepali, herkesi mücadeleye etmeye çağrısı yaptı. Edepali, “Astılar, yaktılar, katlettiler, ama yıldıramadılar. Bizler, sömürüye, baskıya, katliamlara karşı adım adım direnişi büyüten, tüm saldırılara rağmen omuz omuza veren, ilerici-devrimciler ile dayanışmayı büyüten işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, halklarız. Bizim yolumuz, Pir Sultan’ın, Şeyh Bedreddin’in yoludur. Bizim yolumuz, Mazlum, Mahir, İbo, Deniz’in yoludur. Bizler, insanca yaşamak için, insan kalabilmek için mücadele edenleriz. Bu mücadeleyi büyütmek, bu düzeni egemenlerin başına yıkmak insan kalabilmemizin tek yoludur. Biz, işçilere, emekçilere, halklara karşı yapılan bu saldırılara göğüs germemizin tek yolu işyerlerinde, mahallelerde okullarda, yaşamın olduğu her alanda örgütlenmek, yan yana gelmektir. Hesap sormak için, sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünyayı kurmak için hepiniz de bu mücadelenin parçası olmaya, örgütlenmeye çağırıyoruz” dedi. (Gazete Patika)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu