EmekGüncel

SÖYLEŞİ | “Süreçte de bize destekleri olmadığı gibi köstek olmaya devam ettiler”

"Özcaner ve Güner, müzisyenliğin sadece bir hobi olarak görülmemesi, bunun kendileri için bir iş ve geçim kaynağı olduğunun altını çizerek herkesi müzisyenler için ses olmaya çağırdı"

Pandemi döneminin başladığı Mart ayından itibaren milyonlarca işçi, emekçi sürecin altında eziliyor. Bu süreçte bizzat devletin yasaklarından etkilenen grup ise esnaf ve müzisyenler oldu.

Mekan kapatmaları, müzik yasakları ile artık geçinememe durumuna gelen esnaf ve müzisyenler, seslerini duyurmak adına eylemlere başladı.

Kadıköy, Beşiktaş, Beyoğlu gibi semtlerin esnafları sürecin bu şekilde devam etmesi halinde esnafların kepenk indirmekten başka şansı kalmayacağını ifade ediyorlar.

İlk olarak Kadıköy’de mekan işleten Didem Öngüç ile yaşadığı süreci konuştuk. Pandemi yasaklarının en başından itibaren tepeden inme ve herhangi bir hazırlık olmadan alındığını söyleyen Öngüç, esnafların en çok da bu durumdan mağdur edildiğini ifade etti:

“Adım Didem Öngüç, işletmeciyim. Kadıköy’de bir mekanım var ve mekanı dört yıldır işletiyorum. Mart ayında bizi 3 ay boyunca kapattılar. O zaman kapattıklarında bir anda karar alındı ve aslında ne zaman açılacağı da belli değildi. Bir süre sonra açıldı, bu sefer 10’da kapatmamız gerektiği söylendi, daha sonra saati 12’ye çektiler. Sonra normal saate geçtik bu sefer de müziği 12’de kapatacaksınız dediler, sonra o saati de 10’a çektiler. En son da işi 10:00-20:00 arası paket servise çektiler. Bahsettiğim bu süreçlerde ise herhangi bir devlet desteği almadık. Tüm vergileri ödemeye devam ettik, vergilerde bir düşürme de olmadı. Yani bu süreçte devletten herhangi bir şey almadık. Bundan sonrasında ne olacak diye düşünürsek, birçok esnafın batacağı malum. Hükümet acilen esnaf destek programı yapmazsa birçok esnaf kepenk indirmek zorunda kalacak. Kadın işletmeci olarak zaten bu coğrafyada kadın olmak zor, kadın işletmeci olmak daha da zor. Süreçte de bize destekleri olmadığı gibi köstek olmaya devam ettiler.”

Esnaf olarak acil taleplerini sıralayan Öngüç, şunları söyledi;

“Kiralarla ilgili devletin destek olması lazım. Çünkü 8 aydır kira ödeyemiyoruz. Mesela önümüzdeki ay benim tahliye duruşmam var. Bir gün elektriğim kesiliyor, bir gün suyum kesiliyor, bir gün doğalgazım kesiliyor. En acil olarak kira yardımı yapılması, sonra da vergilerin düşürülmesi, çalışanlara ödenek ayrılması gibi bir sürü destek bekliyoruz elbette ki.”

Son olarak eylemlere dair konuşan Öngüç, sürecin devamında eylemlerin artarak devam edeceğini söyledi:

“Genel olarak insanların, esnafın ne yaşadığıyla ilgili bir bilgisinin olmadığını düşünüyoruz. Bundan sorasında bir şeyler yapmak zorundayız, çünkü devletin artık bizi görmesi gerekiyor”

Öngüç’ün ardından müzisyenlerle konuştuk. Bu süreçte müzisyenler de en fazla mağdur olanlar arasında. Önce mekanlarda müziğin yasaklanması, konserlerin yasaklanması ve ardından müzik yaptıkları mekanların tümden kapanmasıyla deyim yerindeyse ‘iş alanı’ kalmadı müzisyenlerin. İstanbul’un çeşitli bölgelerinde yaptıkları sessiz eylemlerle seslerini duyurmaya çalışan müzisyenlerden Muzaffer Özcaner, yaşadıklarına dair şunları söyledi.

“Ben müzisyenim. Müzik direktörlüğü ve DJ’lik yapıyorum. Bizim yaşadığımız aslında iki kat zor denilebilir. Çünkü müzisyenlere bakış açısı ve “tu kaka” gösterilmesi de var ve bu bizim zorumuza gidiyor. Aslında biz bu toplumun sevinçlerini, üzüntülerini ve acılarını en iyi şekilde dile getiren insanlarız. Bu dönemde bizim bu şekilde mağdur edilmemiz, dediğim gibi tu kaka gösterilmemiz bizim zorumuza gidiyor açıkçası. Çünkü bütün müzisyen arkadaşlarımız çok zor zamanlar geçiriyor. Bizler günlük belli bir ücret karşılığında ve belli koşullar altında çalışan insanlarız, ancak artık kendi geçimimizi sağlayamayacak düzeye geldik. Hatta çoğu müzisyen arkadaşımız enstürmanını satıp onun parasıyla geçinmeye çalışıyor veya sosyal medyada bir şeyler yaparak kendilerini geçindirmeye çalışıyorlar. Ancak o kadar kısır döngü bir noktanın içerisindeyiz ki nereye gideceğimizi bilemiyoruz, nereye başvuracağımızı bilemiyoruz, o yüzden ne yazık ki büyük sıkıntıdayız”

Konuştuğumuz bir müzisyen de Yakup Güner. 25 yıldır sahnede çalıştığını söyleyen Güner de geçinemediklerini ve artık adım atılması gerektiğini vurguladı:

“Hayatımı sahne yaparak kazanan birisiyim. Ve tabii ki ailemi geçindiriyorum. Mekanları kapatmaları sorun değil ama mekanlarda para kazanan insanların nasıl geçineceğini düşünmeleri ve bu konuda bir şey yapmaları lazım. Yapmadıkları için de biz çok zor durumdayız şu an. Faturalarımızı dahi ödeyemiyoruz. Arkadaşımın da dediği gibi değerli eşyalarımızı satarak geçinmeye çalışıyoruz. Şunu söylemek istiyoruz, mekanların sosyal mesafe ve kurallara uyularak açılması gerekir. Böyle devam ettiği sürece bizim durumumuz iyiye gitmeyecek”

Muzaffer Özcaner’de AKP iktidarının sosyal mesafe diyerek mekanları kapattığını ancak kendi etkinliklerinin devam ettiğini hatırlattı. Amaçlardan ilkinin her zaman müziğin susturulması olduğunu da vurgulayan Özcaner şunları söyledi:

“Müzisyenlerin acil olarak nakdi desteğe ihtiyacı var. Çünkü o insanların başka yapabilecek bir şeyleri yok. Çünkü bu yetenekle gelişen insanların tutup da hemen başka bir iş bulmaları beklenemez. Zaten saçma bir şekilde kafe ve barlar kapatılıyor ama kendileri çok rahat bir şekilde etkinlikler yapmaya devam ediyor, sosyal mesafeyi çiğniyorlar. Ama ilk olarak müziğin susturulması dünya üzerindeki en saçma kurallardan biri. Biz diyoruz ki; müziğimizi susturamazsınız. Biz bir şekilde tekrardan doğacağız.”

Son olarak yaptıkları eylemlerin devam edeceğini vurgulayan Özcaner ve Güner, müzisyenliğin sadece bir hobi olarak görülmemesi, bunun kendileri için bir iş ve geçim kaynağı olduğunun altını çizerek herkesi müzisyenler için ses olmaya çağırdı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu