Güncel

Özgür Gelecek’e saldırılar sürüyor, çünkü gerçeklerden korkuyorlar!

7 Haziran Genel Seçimi, TC devletinin AKP eliyle halka ve muhalif her kesime yönelik başlatmış olduğu savaş konseptinin deyim yerindeyse miladı olarak tarihe geçerken yaklaşık bir senedir işçi ve emekçilere, Kürt ulusu başta olmak üzere ezilen ulus ve milliyetlere, ezilen inançlara, kadın ve LGBTİ’lere yönelik saldırılar boyutlanarak devam ediyor. T. Kürdistanı’nda abluka ve katliamlarıyla Kürt ulusuna saldırılarını geliştiren TC devletinin bu saldırıları, ülkenin batısında siyasi soykırım operasyonları, burjuva medya aracıyla şovenizm olgusunu besleyen ve geliştiren politikaları, devrimcilere yönelik infazları eşgüdümlü olarak sürüyor. Yaşadığımız topraklarda bu gerçekleri halka aktaran, sınıf mücadelesinde konumunu ezilenlerden yana olarak belirleyerek burjuva medyanın yalanlarına karşı savaş açan özgür basına yönelik saldırılar da bu sürece paralel olarak ilerliyor.

Bahsettiğimiz süreçle ilişkilenen, temas eden her kesime yönelik saldırıların bir hedefi de gazetemiz Özgür Gelecek oldu-olmaya devam ediyor. Ortadoğu’da DAİŞ çetelerinin TC ile olan işbirliğinden, T. Kürdistanı’nda devletin sokağa çıkma yasağı ile birlikte giriştiği baskı, katliam ve asimilasyon politikalarına, işçi ve emekçilere yönelik hak gasplarına, kadın ve LGBTİ düşmanlığına; kısacası ezilenlere yönelik saldırı politikalarını teşhir eden yayın çizgisiyle Özgür Gelecek, devletin “kırmızı çizgisi”ne temas ediyor. Bu çizgiyi parçalamak adına mücadele eden ezilenlerin sesi olma iddiası, Özgür Gelecek’e olan saldırıların sebebi oluyor. Devletin “kırmızı çizgisi”ne temas eden pratikler neler oldu, kısaca bir bakalım.

 

Gerçekleri yazmak, dayanışmayı büyütmek için…

Özgür Gelecek gazetesi, 2014 Ağustos’unda TC ile işbirliği içerisindeki DAİŞ çetelerinin Ezidî halkını katleden, kadınları köle pazarlarında pazarlayan, cinsel şiddete maruz bırakan saldırılarına karşı başlattığı kampanya ile Ezidîlerin sesine ses verdi. DAİŞ çeteleri ile TC’nin işbirliğini, bölgedeki katliamı halka aktarma ve 1 aylık gazete gelirinin bölgeye gönderilmesi ile Ezidî halkı ile dayanışma amaçlı yapılan kampanya ile birlikte gazete dağıtımı yapılan mahallelerde girilmedik ev bırakılmadı, bu mahalleler dışında da mahallelere gidildi. Halkın burjuva medyaya “mecburiyeti”ne karşı alternatif olma iddiasını korumak, Ortadoğu’daki gerçekleri halka ulaştırmak başlıca hedefken TC’nin eteğindeki taşları dökmek adına yapılan bu kampanya ile bahsettiğimiz çizgiye temas edildi.

Diğer bir kampanya ise 2016 yılı Ocak ayında, T. Kürdistanı’nda Ağustos 2015 itibariyle başlayan sokağa çıkma yasaklarıyla beraber abluka ve katliamlara karşı gerçekleri en geniş halk kitlelerine aktarma iddiası ile başlatıldı. Yine 1 ay süren kampanyadan elde edilen gelir, yakılan, yıkılan, imha edilen şehirlerin yeniden inşası ve Kürt halkının temel ihtiyaçlarının karşılanması için Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne teslim edildi.

T. Kürdistanı’nda haber takibi yaparak bölgedeki gelişmelerin birinci elden okurlara ulaştırılması için ara vermeksizin bölgede olmayı önemseyen Özgür Gelecek, Şirnex, Cizîr, Sûr, Nisêbîn, Farqin, Hezex ve Silopiya’daydı. Buradan haber aktarımlarının yanı sıra izlenim ve röportajlarla burjuva medyanın yalanlarına karşı gerçekleri aktaran gazetemiz, T. Kürdistanı’nda haber takibi yapan meslektaşlarına yönelik saldırılara karşı başlatılan Haber Nöbeti’ne de dahil oldu. Özgür Gelecek gazetesi çalışanları hem özgür basına yönelik saldırılara karşı hem de gerçeklerin halka ulaşmasında dayanışma amaçlı yapılan Haber Nöbeti’nde Cizîr’de katledilen Azadiya Welat gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş’tan yine Cizîr’de silahlı saldırıya uğrayan İMC TV kameramanı Refik Tekin’e, tutsak gazetecilere; meslektaşlarının yerini doldurmak için oradaydı.

 

“Kırmızı çizgi”ye temas edince!

Saldırılarını “kırmızı çizgisi”ne göre belirleyen TC devleti, muhalif her kesime “terörist” diyerek saldırırken Özgür Gelecek’in bu pratikleri de devlet nezdinde karşılıksız(!) kalmadı. Haber sitemiz ozgurgelecek.net TİB tarafından erişime kapatıldı; Dersim Özgür Gelecek büromuz polis tarafından basıldı; gazetemize teknik destek sunan okurlarımızın evleri basıldı, gözaltına alındılar, tutuklandılar; Aydın’ın Didim ilçesinde polis, birçok kez kargodan gazetemize el koydu, okurumuzu gözaltına aldı. Yine Özgür Gelecek gazetesi Yazı İşleri Müdürüne gazetemizde yer alan birçok yazı hakkında örgüt propagandası yapıldığı gerekçesi 17-23 Aralık 2015, 21-27 Ocak 2016, 18-24 Şubat 2016 tarihlerinde çıkan sayılardaki yazılarına dava açılırken diğer sayılara yönelik ise çok sayıda soruşturma açılmış durumda. Soruşturma ve dava açılan sayılardaki yazıların ise T. Kürdistanı’nda TC’nin katliamları ve devrim şehitleri içeriğine sahip olduğunu görüyoruz.

Son olarak, gazetemize ve okurlarımıza dönük baskılar 26 Nisan günü İstanbul’da polis tarafından gazete çalışanlarının kaldıkları evlerin basılması, Özgür Gelecek gazetesi emekçisi Rahime Karvar ve Sevil Doğan’ın İstanbul’dan, Tufan Çiçek’in ise Erzurum’dan gözaltına alınması ile devam etti. 1 Mayıs, 18 Mayıs, Aziz Güler cenazesi gibi birçok eylemde haber takibi yapan muhabirler, bu eylemler üzerinden “terörize” edilmeye çalışıldı.

 

Özgür basın susturulamaz!

T. Kürdistanı’nda savaş koşullarında haber takibi yapan onlarca DİHA muhabirinin gözaltına alınıp 9’unun tutuklanması; Atılım, Kızılbayrak gibi çok sayıda devrimci, sosyalist yayın çizgisinde çıkan gazetelerde yayımlanan yazılar hakkında soruşturma ve davaların açılması; haber takibi yapan muhabirlerin tehditlere maruz kalması ve darp edilmesi; Azadiya Welat gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş’ın gerçekleri halka aktarmak üzere bulunduğu Cizîr’de bodrum katında katledilmesi ve Özgür Gelecek gazetesine yönelik saldırılar, ezilenlerin sesi-soluğu olanları susturmak içindir! Ancak özgür basın susmayacak!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu