GüncelManşet

Nuriye ve Semih için Dayanışma: “Nuriye ve Semih ile ilgili karar açıklanmalıdır!”

İstanbul: Nuriye ve Semih’in işlerine geri dönmeleri için başlattıkları açlık grevinin 275. gününde “Nuriye ve Semih için Dayanışma”, Kadıköy’de Süreyyapaşa Operası önünde bir araya geldi.

“Her yer yüksel her direniş”, “Nuriye, Semih yaşacak”, “KHK’lar gidecek biz kalacağız” sloganlarının atıldığı eylemde Nuriye ve Semih için OHAL komisyonunun kararını açıklaması talep edildi.

 

“Bu ülkede faşizme karşı mücadele etmek erdemdir, onurdur”

İlk sözü KHK’lar ile ihraç edilen kamu emekçisi Dursun Doğan aldı. 275 gündür Nuriye ve Semih’in açlık greviyle kendilerinin alanlarda direndiğini, haksız hukuksuz işten atılmalarının karşısında mahkemelerin kapatıldığını ve hiçbir yere başvuramadıkları ve bu ülkede faşizme karşı mücadele etmenin erdem ve onur olduğunu belirten Doğan; “Nuriye ve Semih’in somut talepleri analarının ak sütü helal, somut ve yalındır, işini geri istiyor arkadaşımız” dedi.

Konuşmasının devamında AKP’nin uydurma kurduğu OHAL komisyonunun bir yıldır kurulduğu ama henüz bir sonucun elde edilmeğine değinen Doğan “OHAL komisyonunu göreve çağırıyoruz, bizler yan yana durduğumuz sürece omuz omuza verdiğimiz sürece AKP’nin zulmünü yıkacağız” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Daha sonra Nuriye ve Semih’in mahkeme süreciyle ve tutuklu avukatların süreçleri hakkında söz alan avukat Tamer Doğan, geçen Çarşamba gerçekleşen tutuklu avukatların davasına ve ÇHD’nin davasına değinerek, hepsinin selamlarının olduğunu belirten Doğan; “Şunu bilsinler dediler biz gerekirse zindanlarda yüz yılda yaşamaya devam ederiz hiç sorun değil biz bu bedeli göze aldık yeter ki Nuriye semih yaşasın” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının devamında arkadaşlarının birer fotokopi parçalarından dolayı tutuklandığını ve Nuriye ve Semih’in aylarca uyduruk tanıklar ifadesiyle tutuklu kalmasını sağlayanlar, Man adası fotokopilerine sahte demekten geri durmadıklarını ve Sarfa davasında olduğu gibi tek tanık Atilla İlhan’nın olduğu davaya kendileri için yok hükmünde diyenlerin Nuriye ve Semih’i ise bir ifadeyle aylarca tutuklandığına değinen Doğan; “bu ülkede hukukun neresinde tutarsan elinizde kalır o yüzden bizim baz alacağımız şey meşruluktur, sokaktır  o yüzden  Nuriye’nin yaşaması için elimizden geleni yapacağız” dedi.

 

“İşimi Geri İstiyorum” talebi ile hak arayan Nuriye ve Semih’in direnişi tüm toplumun ortak talebidir”

Son olarak basın açıklamasını okuyan Serdar Özçetin; 15 Temmuz sonrası 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL rejimi ile birlikte yüzbinlerce emekçi açığa alındığı ve ihraç edildiğini dile getirerek,  “395 gündür Nuriye ve Semih için mücadele eden direniş dostları olarak OHAL koşullarında  onların taleplerini dillendirmekten, haklı ve meşru olduklarını ifade etmekten sakınmadık. 275 gündür süreç açlık grevinin taleplerinin görünür olması ve karşılanması için bir çok yol ve yöntem ile mücadele ettik. Hiçbir suçları yokken tutuklanarak tecrit edilmelerini teşhir ederek gasp edilen özgürlüklerinin kazanılmasını hep birlikte sağladık” dedi.

“Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu nedir, ne zaman kuruldu ve işlevi nedir?” şeklinde soran Özçetin “OHAL İncele Komisyonu 17 Temmuz itibarı ile çalışmaya başlamış Nuriye Gülmen ve Semih Özakça 20 Temmuz’da komisyona başvuru yapmıştır. Komisyona başvurular 14 Eylül ve 23 Ekim itibarı ile sona ererken komisyona başvuru tarihinin bitimiyle 60 gün içersinde kararını açıklaması gereken komisyon henüz hiçbir dosyaya ilişkin tek bir karar açıklamış değil.

Farklı zamanlarda 3 ayrı bilgilendirme ile kararını açıklayacağını ve bir açıklamalarında  Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın dosylarının öncelikli olarak ele alınacağının belirtilmesine rağmen süre 60 günü aşmış ve bir karar beyanı yapılmamıştır. Bunun yanı sıra komisyon başkanı, komisyon üyeleri ve komisyona ait bir binaya ulaşmanın mümkün olmadığı kozmik bir süreç yaşanmıştır. Komisyonun 7 kişilik başkan ve üyeleri kimlerdir?” şeklinde devam etti.

 

Özçetin konuşmasını, “395 gündür çok net ve sade bir şekilde “İşimi Geri İstiyorum” talebi ile hak arayan Nuriye ve Semih’in direnişi tüm toplumun ortak talebidir. Derhal kararınızı açıklayarak taleplerinin karşılanmasını sağlayın. Aksi halde bir tarihtir süren hukuksuzluk ve kaosu beslemiş olacak ve dünyanın gözü önünde bir cinayetin ortağı olacaksınız” şeklinde sözlerini sürdürdü.

Daha sonra Nuriye’nin telefon ile kitleye seslenmesi üzerine kitleye tehditler savuran ve engellemeye çalışan polisin “yayın yasağı var” diyerek müdahale etme çabalarına karşı kitlenin “Nuriye, Semih onurumuzdur”, “Direne direne kazancağız” sloganları ile karşılık verdik.

Kitleden birini gözaltına almaya çalışan polislere karşı kitle gözaltı yapmasına engel oldu. Eylem alkışlarla coşkulu bir şekilde Filistin’deki halka selamlar göndererek sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu