Manşet

Malatya’da Alevilere linç: Münferit değil devlet gerçeği!(video-haber)

Malatya’nın Sürgü Beldesi’nde Alevi inancına sahip ailenin ramazan davulcusunu uyarmasının ardından Alevilere yönelik yaşanan saldırılar tamda devlet gerçekliğini yansıtıyor.

Doğanşehir’in Sürgü beldesinde bir süredir devam eden faşist baskılar, 28 Temmuz günü ramazan davulcusu bahane edilerek fiili saldırıya dönüştü. Davulcuyla tartışan Hasan Hüseyin Evli ve ailesine saldıran bir grub, Kürtler ve Alevilere küfür ederek,tekbir getirerek ve İstiklal marşı okuyarak evin camlarını kırıp, ahırı ateşe verdi. Ertesi gün de 15 evi saran 500 kişilik faşist güruh, camları kırarak, evlerin üzerine ateş açtı. Saldırıya uğrayan ailelere ise AKP’li belediye başkanı ve alay komutanı buradan gidin, engel olamayız diyerek kimin yanında yer aldıklarını da açıkça gösterdi. Aleviler yaşanan saldrıya tepkilerini ise gecikmeden gösterdi.

Öte yandan yaşananlar özellikle Sivas-Madımak davasının zaman aşımına uğraması ve son olarak da Cemevleri’nin ibadethane statüsüne alınmayarak Alevi toplumunun inanç özgürlüklerinin önüne set çekilmesi bugün gelişen saldırıları işaret eder türdeydi.

Öyle ki bu gün Malatya’da gerçekleşen saldırı ne münferit bir olay ne de bir avuç gericinin saldırısıdır. Saldırı devletin Alevilere yönelik sistematik nefret politikasının, düşmanlığının örneklerinden yalnızca biridir. Alevilere yönelik gerçekleştirdiği katliamlarla(Maraş,Çorum,Sivas, Malatya) Alevileri sindirmeyi, susturmayı ve Sünni inancına mensup emekçilerle karşı karşıya getirmeyi amaçlayan devlet, hiçbir zaman hedefine ulaşamadı. Alevi-Sünni çatışması olarak yansıtılanın bir sınıf sorunu olduğu devletin,  esasta katilleri korumasından bir nebze de olsa anlaşılabilir.

Öyle ki egemenlerin “provokatörleri”, saldırganları kollayan kararlar alması devlet gerçeğinin ta kendisini oluşturuyor. Başbakan Erdoğan’ın Sivas davasının zaman aşımından düşürülmesi ve katillerin cezasız bırakılması kararına “Hayırlı olsun”, AKP İzmir Milletvekili Ali Aşlık’ın “Orada yargılananların büyük bir kısmı orada yananlar kadar masumdur” şeklindeki açıklaması katilleri açıktan sahiplenişin yalın ifadesiydi.  Ayrıca Erzincan, Adıyaman, Aydın, İzmir ve Antep’de Alevilerin yoğun olarak oturduğu mahallelerde evlerin işaretlenmesi, katliam içerikli yazılamaların yapılması tescilli faşist  İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin tarafından “ Üç beş çocuğun işi” şeklindeki bir açıklamayla geçiştirilmişti.  Emniyet Genel Müdürlüğü’nün konuyla ilgili hazırladığı rapor ise “Küçük yaştaki bir çocuk tarafından oyun amaçlı yapılmış olabileceği” şeklindeydi.

Bugünde yaşanan olay Hükümet sözcüsü Bülent Arınç tarafından “olay büyütüldüğü kadar vahim değildir” sözleriyle savunulmuştur.

Burjuva-feodal medya, konuya ilişkin taraflılığından ödün vermeyerek yaşananları “iddia” boyutuna indiriyor. Gerici-faşist bir çizgide yayın yapan Akit Gazetesi ise bütün bu gelişmeler ışığında yaptığı yayınlarla açıktan katliam kışkırtıcılığı yapıyor. Her haberinde Kürtleri, Alevileri, aydınları, sanatçıları hedef alan haberler yapan Akit, Sivas katliamını PKK’nin üzerine yıkmaya çalışmıştı. Gazete, geçtiğimiz hafta da Sivas katliamıyla ilgili “19 yıllık yalan” başlıklı bir haber yapmıştı.

Ve son olarak Malatya’da yaşanan saldırının ardından yine bilindik, mesnetsiz açıklamalara yer verdi. Beyazgazete muhabiri Muammer Yaşar’ın “biz sizin ceminizi nasıl hazmediyorsak sizde bizim davulumuzu hazmedeceksiniz hazmetmezseniz, yakarlar da yıkarlarda” şeklindeki açıklaması faşizmin soyunduğu hali ortaya koyuyor.( Bir Partizan)

,

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu