Güncel

Gökhan Güneş’ın kaçırılma soruşturmasının kapatılmasına tepki

Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), Gökhan Güneş'in kaçırılması soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandırılmasına ilişkin Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

“Baskılarla, gözalı ve kaçırmalarla mücadelemizi engelleyemezsiniz! Yaşasın birleşik mücadelemiz” pankartının açıldığı eylemde “Gözaltılar, kaçırmalar, baskılar bizi yıldıramaz”, “Gökhan Güneş yalnız değildir”, “Suruç’un hesabı sorulacak”, “Yaşasın devrimci dayanışma” sloganları atıldı.

BMG adına basın açıklamasını okuyan Yeşim Tükel, “Arkamızdaki koca yapının üzerinde yazan adalet sarayı yazısına aldanmayın. Bu adalet işçilerin ve emekçilerin değil sarayın adaletidir” dedi.

Bu adaletin işçinin, kadının, gencin, Kürdün, Alevinin çıkarını savunan değil, saray etrafında kümelenmiş bir avuç sermayedarın çıkarını savunan adalet olduğunu vurgulayan Tükel, “Faşizm her sıkıştığında ve yönetemediğinde çareyi işçi ve emekçilere, ezilenlere ve devrimcilere saldırmakta buluyor” diye kaydetti.

“Bunu nereden mi biliyoruz?” diye soran Tükel, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Faşist devlet bir süredir özellikle devrimcilere, sosyalistler ve yurtseverlere yönelik kaçırma ve ajanlaştırma politikası yürütüyor. Ocak ayında genç bir sosyalist işçi, Gökhan Güneş güpegündüz iş yerinin önünde kaçırıldı. Kaçırılma anı saniye saniyesine kameralarla kaydedildi. Gökhan günlerce kendilerine ‘görünmeyenler’ diyen kişiler tarafından alıkonuldu ve 90’lı yıllardan tanıdığımız çeşitli işkenceler gördü. Gökhan ailesinin, yoldaşlarının iradesi ve birleşik mücadelemizin gücüyle faşist devletin elinden alındı. Gökhan’ı onlar kaçırdı, biz aldık.

“Ancak suç üstü yakalanan AKP-MHP faşist iktidarı yargı eliyle suçunu örtbas etmeye çalışıyor. Gökhan Güneş’in kaçırılması dosyasına bakan Küçükçekmece Savcılığı dosyayı ‘kovuşturmaya yer yoktur’ diyerek kapattı. Bu karar kaçırma ve ajanlaştırma politikasının arkasında bizzat devletin olduğu göstermektedir. Korunan bizzat devletin kendisidir.”

Devletin devrimcilere ve yurtserlere yönelik kaçırma ve ajanlaştırma faaliyetinin sürekli bir hal almış durumda olduğunun altını çizen Tükel, “Ağustos ayında HDP Parti Meclis üyesi Cemalettin Yalçın kaçırılmış, işkence edilmiş, kaydebilmek istenmiş ve yine yürütülen mücadele sonucu serbest bırakılmıştır. Eylül ayında ise Devrimci Partili işçilerden Muharrem Sungurhan kendilerini istihbarat çalışanı olarak tanıtan kişilerce kaçırılmış, Serhat Öztemel ise sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra ajanlaştırılmak istenmiştir” diye konuştu.

Gökhan Güneş’in kaçırılması dosyası kapatıldığını hatırlatan Tükel, 6 yıldır süren Suruç davasının da kapatılmak istendiğini söyleyen Tükel, “AYM geçtiğimiz günlerde Suruç katliamında sorumluluğu bulunan Urfa İl Emniyet Müdürü ve diğer sorumluları koruyan bir karara imza atarken Suruç’ta katledilen 33 düş yolcusunu ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nu hedef gösterererek ‘terörist’ ilan etmiştir. Suruç davasına bakan mahkeme heyeti ise bu politikaya uygun olarak Suruç dava dosyasını alelacele kapatmak istemektedir” dedi.

Yeşim Tükel, “Birleşik Mücadele Güçleri olarak devletin katliam, kaçırma ve ajanlaştırma politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. İşçi ve emekçileri ve tüm ezilenleri devletin bu politikasına karşı birleşik mücadelemiz etrafında birleşmeye, örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz” diye belirtti.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu