GüncelManşet

ERMENİ SOYKIRIMI | 103 sene geçti! Bu toplumun daha fazla zaman kaybetmeye tahammülü yok

24 Nisan Anma Platformu tarafından, Ermeni Soykırımı’nın yıl dönümünde Tünel Meydanı’nda sessiz eylem düzenlendi. Platform adına konuşan Yıldız Önen,Bu yüzleşme olmadan Hrant Dink’i, Sevag Balıkçı’yı, Marisa Küçük’ü öldürerek 1915’in o korkunç geleneğini sürdüren ve bebeklerden katil yaratan karanlığın üzerimizdeki ağrılığından kurtulmamız mümkün olmayacak” dedi.

 

İstanbul: 24 Nisan Anma Platformu tarafından, Beyoğlu Tünel Meydanı’nda 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Soykırımı’nda hayatını kaybedenler anıldı. Soykırımda yaşamını kaybeden aydın, yazar, şair, sanatçı, gazeteci gibi Ermeni halkının kanaat öndelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin fotoğrafları yer alırken, açılan pankartların üzerine karanfiller serildi. Yaşamını kaybedenlerin isimleri okunurken eylemde, Ermenice ağıtlarda söylendi.

 

103 sene önce bugün, felakatin ilk adımları atıldı

24 Nisan Anma Platformu adına basın açıklamasını Yıldız Önen ve Ufuk Uras okudu. Önen, “Tam 103 sene önce bugün büyük bir felaketin ilk adımları atılmaya başlandı. Bu adımlar 24 Nisan’da atılmaya başladı ama sürecin planlaması çok açık ki çok önceden yapılmıştı. İşlenecek suç o kadar büyüktü ki suçu işleyecek olanlar 24 Nisan’da ne yaşanacağına dair en küçük bir ipucu bile sızdırmamışlardı” dedi.

 

Ermeni toplumunun “beyni” hedef alındı

Ermeni ileri gelenlerine karşı düzenlenen bir operasyonla gün içerisinde sayıları 2345’e ulaşan tutuklamalarla Ermeni mebuslardan şairlere, Ermeni toplumunun, deyim yerindeyse “beyni”nin hedef alındığına dikkat çeken Önen, bu kişilerin tutuklanmalarını takiben Ayaş ve Çankırıya sürüldüğünü söyledi. Haklarında hiçbir yargısal süreç başlatılmayan tutuklulardan 761’inin öldürüldüğünü ifade eden Önen, bu kitlesel tutuklamaların hedefinin Ermenilere yönelik imha politikasının uluslararası kamuoyuna aktarılmasını önleme olduğunu dile getirdi.

 

“24 Nisan, bir halkın maruz kaldığı şiddetin başlangıç günüdür”

Osmanlı devleti Dahiliye Nezareti, Ermeni toplumunun aydınlarının, kanaat önderlerinin tutuklanması için düğmeye basmış olduğunu belirten Önen, “24 Nisan tutuklamaları, daha büyük bir imha politikasının başlangıç adımı oldu” dedi.

“24 Nisan, bir halkın maruz kaldığı şiddetin başlangıç günüdür. İki yıl içinde Anadolu Ermenisizleştirildi. Ermenilerle birlikte Süryaniler de aynı şiddete maruz kaldı” diyen Önen, tutuklu Ermenilerin 174’ünün hiçbir yargılama olmaksızın öldürüldüğünü söyledi. Temmuz ayının son günlerinden itibaren yapılan toplu infazlar için, Çankırı veya Ayaş’tan yola çıkarılan Ermeni tutuklu kafilelerinin, Ankara’dan yürüyerek birkaç saat uzaklıkta bulunan ıssız vadi ve ormanlık yerlere götürüldüğünü hatırlatan Önen, “Önce üstlerinde bulunan her şey alınarak soyuldular. Ardından, genellikle ateşli silahlar kullanılmadan, kesici ve delici aletlerle öldürüldüler” dedi.

Son olarak, üstlerinde bulunan işe yarar giysilerin de alındıktan sonra, cesetlerinin ortada bırakıldığını dile getiren Önen, “Günler sonra gelen işçiler tarafından mıntıka temizliği yapılarak toplu olarak gömüldüler” dedi.

 

“Bu toplumun daha fazla zaman kaybetmeye tahammülü yok“

“Anadolu’nun bu kültürel ve insani çoraklaşması, nesiller boyunca Türkiye’de yaşayan tüm insanları, hepimizi yalnızlaştırdı. Kuşakları etkileyen, çevreleyen, hastalandıran bu çoraklık, ancak ve ancak büyük bir yüzleşme hamlesiyle giderilebilir” diyen Önen, 1915le yüzleşme, bu yüzleşmenin gereklerinin yerine getirilmesi, demokrasinin özünün kalıcı bir norm haline gelmesine de yardımcı olacağını kaydetti.

“Bu yüzleşme olmadan Hrant Dink’i, Sevag Balıkçı’yı, Marisa Küçük’ü öldürerek 1915’in o korkunç geleneğini sürdüren ve bebeklerden katil yaratan karanlığın üzerimizdeki ağrılığından kurtulmamız mümkün olmayacak” diyen Önen, bu nedenle, 100. yıl anmasında yaptıkları çağrıyı bir kez daha tekrarlayarak, “Bu yüzleşmenin gerçekleşmesi için çabalamak, Hrant Dink’e olan borcumuzdur, Sevag Balıkçı’ya olan borcumuzdur, Marisa Küçükt e olan borcumuzdur, dünyanın dört bir yanına dağılan, topraklarından uzakta yaşamak zorunda kalan kardeşlerimize olan borcumuzdur. Kendi vicdanımıza karşı olan borcumuzdur” dedi.

Önen, “103 sene geçti, bu toplumun daha fazla zaman kaybetmeye tahammülü yok” diye konuştu. Eylem Ermenice ağıtlarla son buldu.

 

{gallery}ermeni-soykirimi-anmasi{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu