Emek

RÖPORTAJ | “Bu direnişle birlikte kazanan Mephisto işçileri olacaktır!”

"Bundan sonra gözler daha fazla Mephisto’nun üzerinde olacaktır, biz daha kazanım elde etmeden bu mücadele araçlarının öne çıkması, örgütlenmenin öneminin ortaya çıkmasından Mephisto işçilerinin kazandığını söyleyebiliriz"

İstanbul: Mephisto’nun Beşiktaş Şubesi’nden haksız bir şekilde işten çıkartılan Ahmet Batur ve İbrahim Öztürk ile hem Mephisto’da son zamanlarda sıklıkla dile getirilen sorunları hem de bu sorunlar neticesinde kendilerinin işten çıkarılma süreçlerini konuştuk.

Son zamanlarda Mephisto’da başta yemek sorunu olmak üzere birçok sorunla karşılaşıldığını belirten Batur ve Öztürk de bu sorunların daha görünür olması açısından direnişlerinin önemlerine dikkat çektiler

– İşten çıkarılalı 22 gün oldu. Aslında diğer Mephisto şubelerinde de sıkıntıların olduğu söyleniyordu. Sizin için süreç nasıl gelişti?

Ahmet: Tüm Mephisto’yu genelleyeceksek tabi sonuçlar farklılaşabiliyor. Örneğin Kadıköy ve Beşiktaş şubesinde örneğin yemek olarak ortaya çıkıyor veya Beyoğlu şubesinde başka sonuçlar ortaya çıkıyor. Ama temelinde yatan şey Mephisto’nun sahip olduğu işçi politikası. Ve bu politika işçiye değer veren bir yerde durmuyor. Yani siz eğer işçiye değer veriyorsanız çalışma koşulları üzerinde yoğunlaşırsınız.

Mephisto’nun en temelinde karşı çıktığı şey de bu. Dolayısıyla insanlar çalışma koşullarına itiraz ederler ve işten ayrılırlar bu normal hale gelmeye başladı. Mesela örnek verecek olursak Beşiktaş Şubesi’nde bir tek müdürler var, uzun zamandır çalışan onun dışında çalışanlardan genellikle en fazla 6 ay çalışan var. Çalışanlar koşulları daha iyi olan bir iş buldukları zaman gidiyorlar ya da koşullara itiraz ediyorlar ve bu tartışmalar işinden olmasına sebep oluyor, birçok arkadaşımız bu sebepten dolayı da işten çıkartıldı. En son noktada da Ocak ayında Beşiktaş Şubesi’nden 6 kişi Kadıköy Şubesi’nden de 4 kişi yani 10 kişi işten çıkarıldı.

– Peki işten çıkarmalara dair ne gerekçe sunuldu?

Ahmet: Gerekçeler tuhaf. Arkadaşım İbrahim 13 aydır çalışıyordu. Mesela o güler yüzlü değilmiş o şekilde söylendi. Ama tabi 13 aylık bir çalışana bunu söyleyemezsiniz. Eğer öyle bir durum vardı ise ilk ayda derdiniz ki bizim satış elemanında aradığımız standartlar başka ama bunu 13 ay sonra söyleyemezsiniz. Ama tabi asıl neden müdürle yaşadığı tartışma.

Çünkü müdürle yaşadığı tartışmanın bir gün sonrasında hemen işten çıkartılıyor. Beni de ‘alınacak idari kararlara uymama potansiyeli’ var tarzında bir gerekçe ile işten çıkardılar. Müdür tarafından işten çıkarıldım. Yani olay böyle tarif edildi müdür tarafından: Çalıştığımız zamanda yemek ücreti ve çalışma koşullarında iyileştirme yapılmaması, yeni yıl geldiğinde her şeye zam yapılmasına karşın yine ücretlerde bir artışın olmaması ki yemek ücreti de günlük 9 lira 60 kuruştu.

Bu da aslında huzursuzluğa yol açtı. Ardından bu huzursuzluğu bastırmak için yönetimin aldığı kararlar ağırlaştı. Mesela whatsapp grubu tartışması oluyordu. Mağaza müdürü kamera kayıtlarını izleyip gruba “Mehmet sen niye işe 10 dakika geç kaldın?” “Ali sen niye molanı 5 dakika fazla kullandın?” diye soruyordu. Sonra grupta “ben izin vermedikçe molaya çıkmayacaksınız” diye bir uyarı geçildi müdür tarafından.

Aslında bu açık bir mobbing. Çünkü bir yandan güvenlik kamerasını izleyeceksiniz, bir yandan da izlediğiniz görüntüler üzerinden herkesin olduğu bir gruba bunları yazacaksınız. Mesela 11’de molaya çıkacaksınız ve bunun için izin isteyeceksiniz ama 11’de müdür uyuyor da olabilir gibi mümkün olmayan bir şey. Ben de buna yönelik cevap vermiştim grupta, bunun mobbing olduğuna yönelik. Ardından bir toplantı yapıldı, şirket içi toplantı. Burada da yine görüntüler izletildi. O toplantıda biz bu güvenlik kamerası olayını hem de çalışma koşullarını hep birlikte dile getirdik, o toplantıdan 4 gün sonra da ben çıkartıldım.

Aslında oradaki çalışma politikası şu; bizde şartlar böyle beğenmiyorsanız çalışmayın. Çalışma politikası bu olduğu için dolayısıyla birilerinin de toplu şekilde itiraz etmesi çalışma koşulları hakkında söz sahibi olması onlar için kabul edilebilir bir şey değil, aslında en temelinde yatan sorun bu. Çünkü Kadıköy’de işten çıkartılan arkadaşlarımız da röportaj verdi, onlarda benzer şeylerden bahsediyor. İşte koşullara itiraz ediyorlar, söz sahibi olmak istiyorlar, görüş beyan etmek istiyorlar sonra yönetim açısından bir huzursuzluk başlıyor ve özetle iş buraya geliyor

– Peki sizin açınızdan süreç nasıl gelişti? Mephisto’da sözde devrimci-demokrat olarak biliniyor ama ağır bir hiyerarşi söz konusu.

Ahmet: O hiyerarşi daima mevcuttu. İşe girince de fark ettik zaten. Her bölümün kendi sorumlu müdürü vardı. Ama tabii müdürlerle hak bakımından, uyulması gereken “kurallar bütünü” bakımından aynı düşünmüyorduk. Bende zaten onu söylemiştim. Çünkü keyfi idare biçimi vardı ve tartışmanın esas noktası da buydu.  Bizim istediğimiz de bu konuda herkesin aynı koşullara tabi olması, kimsenin diğeri üzerinde görmemesiydi. Ama tabii bu istediklerimiz onlar için kabul edilemez geldi ve arkadaşımın da az önce bahsettiği gibi bir sonra işten çıkarıldım.

– Peki tazminat konusuyla ilgili bir şey söylenildi mi?

Ahmet: Aslında bir takım evraklar imzalattılar, onların üzerinde tutarlar vesaire belliydi. 1 ay kadar yasal olan süresi de vardı ancak yatırılmadı. Muhtemelen şu an direnişte olduğumuz için yatırılmıyor çünkü Kadıköy’de işten çıkarılan arkadaşların tazminatlarının yatırıldığını söylediler.

İbrahim: Tazminatla ilgili kendi twitter hesaplarından yaptıkları bir açıklama da var aslında, açıklamada tüm yasal haklarımızı koruyacaklarını temin edecekleri yazıyor. Sanırım 1 aylık yasal süre dolmadan yatırırlar diye tahmin ediyorum.

– 22 günlük direnişinizin Mephisto’nun çalışma şartlarını teşhir etmede belli bir etkisi olmuştur…

Ahmet: Aslında bu konuda her şey çok açık çünkü bizim bahsettiğimiz talepler çok insani talepler fakat 22 gün boyunca buna cevap dahi vermediler. Son olarak bir cevap verdiler o da gerçek olmayan ifadeler dolu. Biz de ona karşı bir yanıt verip açık ifade de bulunduk. Dolayısıyla toplumsal duyarlılığa sahip insanlar nezdinde en azından bizim verdiğimiz mücadele ile Mephisto’nun bulunduğu konum daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştı r diye düşünüyorum.

Ayrıca buradan kazanım elde ettiğimi de düşünüyorum. Çünkü ben işten çıkartılırken şu keyfiyeti yapabiliyorlardı Mephisto’nun patronları, bedeli neyse ödeyip seni işten çıkarırız diyebiliyorlardı.

Bu direnişle birlikte biz bu keyfiyeti Mephisto yönetiminden aldık, artık kimseyi bu şekilde işten çıkartamazlar. Çıkartsalar bile bu bedelden fazlasını öderler. Bir daha bu tarz bir olayla gündeme gelmemek için de olsa bunu yapamazlar, elleri bu kadar rahat olmayacaktır. Ki şu an da çalışan arkadaşlarımız da bir kazanım elde etti ve bunu bırakmayacaklardır, çalışma koşullarına karşı da örgütlenmeye devam edeceklerdir. Çünkü diğer şubelerde çalışan arkadaşlarımız da direnişimize sahip çıktılar.

Aynı zamanda yaptığımız eylemle olayı kamuoyuna taşımanın, haber yapmanın önemi ortaya çıktı. Bundan sonra gözler daha fazla Mephisto’nun üzerinde olacaktır, biz daha kazanım elde etmeden bu mücadele araçlarının öne çıkması, örgütlenmenin öneminin ortaya çıkmasından Mephisto işçilerinin kazandığını söyleyebiliriz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu