H. Merkezi: Kongra Star koordinasyonu Türk devletinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Suriye için aldığı bir aylık ateşkes kararına uymadığına dikkat çekerek, buna karşı BMKGK’nin sorumluluğunu yerine getirme çağrısı yaptı.
Kongra Star’ın konuya ilişkin açıklaması şöyle;
“BMGK’nin Suriye için aldığı ateşkes kararından sonra Türk devleti Efrin’deki sivillere dönük saldırılarını daha da yoğunlaştırdı. Karardan sonra Efrin’de toplu katliamlar gerçekleştirdi. En son Raco ve Cındıres ilçelerinde gerçekleştirilen saldırılarda aralarında 3 çocuğun da bulunduğu 20 sivil katledildi. Kongra Star olarak Türk devletinin bu saldırılarını kınarken, herkese bu saldırılara karşı duyarlılık çağrısı yapıyoruz.
“Efrin halkı direniyor”
46 gündür faşist Türk devleti bütün dünyanın gözü önünde Efrin’de jenosid gerçekleştiriyor. Yanına aldığı DAİŞ, El-Nusra, el kaide ve diğer çete örgütleriyle birlikte tüm devlet gücünü de seferber ederek Efrin’e saldırıyor. Faşist Türk devleti uluslararası güçlerin de onayıyla Kürtleri tarihini, kültürünü, dilini, değerlerini ortadan kaldırarak coğrafyasını işgal etmeyi ve yerine de çeteleri yerleştirmeye çalışıyor. Anlaşılıyor ki, Rusya İdlib’den Cerablus’a kadarki Suriye topraklarını Türk devletine peşkeş çekmiş.
Şimdi de aynı şeyi Efrin’de gerçekleştirmek istiyor.
Birleşik ve demokratik bir Suriye istiyoruz söylemleri kesinlikle büyük yalandır. Fakat gelişen tüm saldırılara karşın Efrin halkı Kürdü, Arabı, Çerkezi, Türkmeniyle 46 gündür barbar saldırılara karşı direniyorlar ve bundan sonra da direnişlerini sürdürecekler.
“Efrin direnişi dünya halkları için büyük bir umut”
Bugün tüm dünyanın gözü Efrin’deki direnişe çevrilmiş durumdadır. Egemen ve işgalci güçler Efrin halkının kendi topraklarını terk etmesini bekliyorlar. Buna karşın dünya kadınları ve halkları Efrin direnişini kendileri için büyük umut görüyorlar.
Bunun için tüm dünya kadınlarına ve halklarına Efrin’e sahip çıkma, destek verme çağrısı yapıyoruz. Diğer yandan UNICEF, AP ve diğer uluslararası güçlerin hepsi Efrin’de gerçekleşen bu jenoside karşı sorumluluklarını yerine getirmelidir.”
Binlerce kadın Efrîn’e yürüyor!
Öte yandan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Efrîn’deki kadınlarla beraber kutlamak isteyen ve Efrin halkının direnme savaşı, yurt savunmasına destek amaçlı Cizre bölgesinden, Şengal, Dêra Zor, Başure Rojhelat ve Bakure Kurdistan’dan oluşan heyet, Efrîn yoluna doğru harekete geçti.
Dün, Fırat bölgesi Kobanê kentine ulaşan kadın heyetleri ve yüzlerce kişi, Minbic ve Reqa’da bulunan kadınların da katılımıyla Minbic’ten Efrîn’e doğru yola çıktı.
Saldırılarda siviller yaşamını yitiriyor
Türk ordusunun Efrîn’e yönelik bombardımanda siviller yaşamını yitirmeye devam ediyor. ANHA’nın geçtiği habere göre, Türk devletinin Cindirêsê ilçe merkezi ve köylerindeki sivillere yönelik yaptığı bombardımanda Firêriye köyünde 3 aylık Diyana Xazî Salih isimli bebek ve 20 yaşındaki Mehmûd Mihemed Nûr Elo isimli bir kişi hayatını kaybetti. Bombardımanda ayrıca Mihemed Sibhî Hesen (15), Sebah Cemal Salih (25), Fûad Xazî Salih (25), Sibhî Xazî Salih (30), Xedîce Mustefa (30), Ebdullah Tirkî Dawûd (18), Ewner Salih Hesen (15) ve 1 yaşındaki bir çocuk da ağır yaralandı. Yaralıların Avrîn Hastanesi’ne ulaştırıldığı kaydedildi.
Türk ordusunun aynı gün sabah saatlerinde yine Cindirêsê ilçesine yönelik savaş uçakları ile yaptığı bombardımanda 13 sivil hayatını kaybetti. İlçede devam eden bombardımanlar nedeniyle katledilen yaşamını yitirenlerin cenazeleri alınamıyor.
Öte yandan Türk savaş uçakları, Cindirêsê ilçe merkezini bombalamayı sürdürüyor.
Türk ordusu ve onunla birlikte hareket eden ÖSO çetelerinin Raco’nun Berbenê köyüne yönelik ağır silahlarla gerçekleştirildiği saldırılarda yaralanan sivillerden Emine Mihemed Mustefa (80), Abdulrehman Xelil (43) ve Nuri Cuma adlı sivillerin yaşamını yitirdiği, 18 yaralının durumunun ağır olduğu belirtildi.
Diğer yandan TC ordusunun hava saldırıları ve obüs toplarıyla, sivillerin yaşadığı Şera ilçesini hedef aldığı öğrenildi.
DTK’dan çağrı
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), yaptığı yazılı açıklamada, Türk ordusunun DAİŞ türevi çetelerle Efrîn’e dönük saldırılarının 45’inci günü olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Türkiye ve Kürdistan halkları başta olmak üzere, bütün uluslararası toplumun bu saldırılar karşısında en üst düzeyde bir duyarlılık ortaya koyması son derece hayati bir hal almıştır”
Açıklamada, “Havadan ve karadan gerçekleştirilen bombardımanlar sonucunda, Efrîn’e bağlı sivil yerleşim alanları harabeye çevrilmiş; çoğu çocuk, yaşlı ve kadınlardan oluşan yüzlerce sivil katledilmiş; Kürt, Arap ve diğer toplumlardan binlerce insan yerlerinden ve yurtlarından göçertilmeye çalışılmıştır” denildi.
Açıklama şu sözlerle devam etti:
“Türkiye ve Kürdistan halkları başta olmak üzere, bütün uluslararası toplumun bu saldırılar karşısında en üst düzeyde bir duyarlılık ortaya koyması son derece hayati bir hal almıştır. Savaş kent merkezlerine doğru yaklaştıkça on binlerce sivilin yaşamının tehdit altında olduğu gerçeğinin altını çizmekte yarar vardır.
Ortadoğu’nun istikrarı, demokratik bir Suriye’nin inşası, halkların varlıklarının ve meşru haklarının savunulması ve sahiplenilmesi anlamında bir duyarlılık ortaya koymak, kaçınılmaz ve ertelenemez bir insanlık görevidir.
BM’nin tüm Suriye’yi kapsayan bir aylık ateşkes kararı karşısında, Türkiye’nin ateşkesi kabul etmeyen ve saldırılarını sürdüren yaklaşımı, BM daimi üye ülkeleri başta olmak üzere, tüm BM ve uluslararası toplum tarafından iyi okunmalı ve değerlendirilmelidir. BM, kendi kararına sahip çıkmalı ve arkasında durmalıdır.
BM’nin bir aylık ateşkes çağrısı elbette ki önemlidir, ama yetersiz bir karardır. BM, bu kararı uygulamayan ülkelere ve güçlere karşı yaptırım gücünü harekete geçirmelidir. Yine bu kararın altını doldurarak, Türkiye’ye saldırılarını durdurma ve bütün askeri güçlerini, Suriye topraklarından geri çekmesi çağrısında bulunmalıdır. Çözüm, saldırıların bir an önce sonlandırılmasında ve diyalog kanallarının oluşturulmasında yatmaktadır.
Suriye’deki halklar, demokratik ve barışçıl bir zeminde, BM’nin ve uluslararası toplumun gözetiminde kendi gelecekleri ile ilgili kararı kendileri vermelidirler.”
DTK, açıklaması, “Türkiye ve Kürdistan halkları başta olmak üzere, uluslararası toplumu, BM’yi, Avrupa Birliği ülkelerini ve uluslararası sivil toplum örgütlerini Efrîn’deki soykırım operasyonu karşısında, Efrîn halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz” sözleriyle sona erdi.
