GüncelManşet

Kobanêli çocuklara yönelik emek sömürüsü…

Kobanêli binlerce mülteci Türkiye ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerine DAİŞ çetelerinin zulmünden kaçarak göç ediyor. Haksız savaş ortamından kaçan 10 milyona yakın Ortadoğu’dan gelen mültecilerin yarısı çocukken, çocukların çoğu gittikleri yerlerde karın tokluğu diyebileceğimiz ücretler karşılığında 14-15 saat çalıştırılıyor.

Aç kalmamak için çalışan çocuklar haftanın 7 günü ve günde 14 saat çalıştırılmak zorunda bırakılıyor.  Çocuk emeği sömürüsünün her geçen gün arttığı ülkemizde Adana’da kömürde çalışan çocuklar en ağır emek sömürüsünü bize gösteriyor.

Evrensel’in yaptığı bir haberde Adana’da kömür üretiminde çalışan Kobanêli Osman Xelil (16), Necmettin Muhammet (16) ve Ahmet Hemi (17) yakılan portakal ağacı dallarının külleri arasında günlük 30 lira karşılığında 10 saat boyunca kömürü ayırıyor. Ne eldiven ne de maske verilen çocuklar, simsiyah elleri ve yüzleriyle günde 14 saat 30 liraya çalışarak yaşama tutunmaya çalışıyor.

Yüreğir Tuzla Yolu üzerinde boş bir arazide yapılan kömür üretim yerinin yanına kurdukları çadırda kalan 3 çocuk, DAİŞ’in Kobanê’ye dönük saldırılarının başlamasının ardından Adana’ya yerleşirken, aileleri ise Suruç’ta kalıyor. Aileleri Kobanê’ye dönen çocuklar, ailelerine yardımcı olmak için kömür işinde ve bazı günler tarım işlerinde çalışmaya devam ediyor.

Günlük 30 liraya çalışmak zorunda olduklarını kaydeden Necmettin Muhammet, Kobanê’ye dönmek için gün saydığını ve “Şimdilik çalışmak zorundayız” diyerek emeğinin sömürülmesine mecbur kaldığını söylüyor.

Adana’da bu kadar güvencesiz koşullarda çalışan bu 3 çocuk yaklaşık 5 milyon çocuktan sadece birkaçı hiç kuşkusuz. BM’nin   “Suriyeli Mülteciler” isimli raporunda bile Türkiye’deki mülteci çocukların durumuna verdiği tablonun vahim olduğunu gösteriyor.

Söz konusu rapora göre Türkiye’de yaklaşık 10 milyona yaklaşan Suriyeli’nin yarısı çocuk. Kamplarda kalan çocukların yüzde 60’ı okula gidebiliyor olsa da, kamp dışında bu oran yalnızca yüzde 23. Bu çocukların çok büyük bir kısmı da aileleri ile dilenmek zorunda kalıyor. Başta İstanbul, İzmir, Ankara olmak üzere büyükşehirlerde özellikle tekstil, inşaat gibi sektörlerde yoğun şekilde Suriyeli mülteciler çalıştırılırken, bunların yüzde 20’ye yakınını çocuklar oluşturuyor.

Emek sömürü üzerinden yükselen patronlar bunu çocuk emeğini sömürerek katlamaya devam ediyor. Bu çocukların bir kısmı aylık 80 liraya çalışırken bir kısmı 300 liraya çalışmak zorunda. Kimisi merdiven altı atölyelerde tamamen güvencesiz çalıştırılıyor.

Tablo her gün biraz daha ağırlaşıyor. Kazandığı parayı annesine verdiğini söyleyen Ahmet, “Günde 5 veya 10 lira kazanıyorum. Kazandığım parayı anneme veriyorum. Soğuk olmasına rağmen kağıt ve demir topluyorum. Kağıt, demir, plastik ve karton topluyorum. Babam Suriye’deyken vefat etti. Annem ve 3 kardeşimle yaşıyoruz. Günde 10 kilograma yakın kâğıt ve karton topluyorum” dedi.

DİSK-AR’ın son yayınladığı Türkiye’de çocuk işçiliği raporuna göre ise 1999 yılında 4 milyon olan çocuk işçisi varken 2012’den sonra 1 milyon kişi artarak 7 milyon 503 bine yükseldi. Çocuk işçiliğinde Türkiye’nin bu kadar vahim olan tablosu 5 milyon mülteci çocuk daha eklenince üstelik bu çocuklara en ucuz iş gücü gözü ile bakılan 5 milyon çocuk eklenince varın siz son tabloyu oluşturun.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu