GüncelMakaleler

Çürümüşlüğe, Savaş Politikalarına ve İşsizliğe Karşı Çağrımızdır; “Birleşirsek Kazanırız!”

"BMG olarak amacımız önceki kampanya çalışmalarından çıkardığımız deneyimlerle, işçi ve emekçilerle daha fazla buluşabilmek, daha geniş bir kitleye temas etmek ve faşist bloğa karşı tepki duyan, direnen tüm kesimlerle yan yana olmaktır."

Kuruluşunu Şubat 2020’de gerçekleştiren Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), yeni bir kampanya ile işçi sınıfı ve emekçilere, Kürt halkına, kadın ve LGBTİ+’lara ve ezilen tüm kesimlere, faşizme karşı birleşme çağrısı yapıyor.

Partizan olarak bileşeni olduğumuz BMG, yaygın bir kitle çalışmasıyla, düzenin ötekileştirdiği, mağdur ettiği ve de mücadele eden tüm kesimlere dokunarak güçlü bir çıkış yapmıştı. Deklarasyonun düzenleneceği Kadıköy’ü savaş hazırlığı yapar gibi ablukaya alan faşizme rağmen BMG olarak açıklamamızı yapmıştık.

BMG olarak, Mart ayı boyunca “Emeğimiz ve Özgürlüğümüz için Örgütleniyoruz” şiarıyla bir kampanya yürüttük. Bu süre içinde özgürlük ve direniş gücü Nevroz’un örgütlenmesine dahil oldu, bu alanda birleşik mücadele çağrılarını sürdürdük. Akabinde Nisan ayında da “Emeğimiz ve Özgürlüğümüz İçin Her Yer 1 Mayıs Her Yer Direniş” şiarıyla bir çalışma örgütledik.

AKP-MHP faşist bloğunun pandeminin arkasına sığınarak işçi sınıfı ve emekçilerin taleplerini yok sayma ve 1 Mayıs’ı yasaklama politikasına karşı fiili-meşru bir mücadele ile alanlarda olduk. BMG, ortaya koyduğu duruş ile AKP-MHP bloğunun gerek çalışmalara yönelik yasaklarını gerekse de 1 Mayıs günü getirdiği yasağı tanımadı.

BMG, 6 Mayıs, 18 Mayıs, HDP’nin kapatılmasına yönelik saldırılar, Gergerlioğlu’nun tutuklanması, İzmir’de Deniz Poyraz’ın katledilmesi ve Konya’da bir Kürt aileye yönelik faşist katliama ilişkin politik tavrını pratikte ortaya koydu; Gazi katliamının yıldönümünde, işçilerin devam eden direnişlerinde, dayanışma ve birlikte mücadele çağrıları yaptı.

BMG ezilenlere, Kürt halkına yönelik her türlü saldırganlığa ses yükseltti.

Faşist Blok, Göçmen Düşmanlığıyla Ezilenlerin Mücadelesini Bölmek İstiyor!

Bugün AKP-MHP iktidar bloğu, büyük bir çürüme ve çözülme süreci yaşıyor. Faşist mafya şefi Sedat Peker’in itirafları ve ifşaatlarıyla su üstüne vuran mafya- siyaset-devlet ilişkileri, bu halk düşmanı soygun ve çökme düzeninin ne boyutlarda olduğunu bir kez daha gösterdi.

Faşist mafya şefinin iktidar klikleri arasında kılıçların çekilmesiyle birlikte hasımlarına karşı bir hamle olarak gündeme getirdiği başlıklar, en tepeden en aşağıya kadar faşist devlet aygıtının nasıl bir yolsuzluk ve rant mekanizması; halkın sömürüsü ve alınterinin gasp edilmesi üzerine kurulu olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.

AKP-MHP faşist ittifakı, gelinen aşamada yaşadığı erime ve tıkanmanın sonucunda toplumun geniş kesimlerine yönelik azgın bir saldırı ve zulüm politikasını yaşama geçiriyor.

Pandemiyi fırsata çevirmek isteyen iktidar, emekçileri işsizlik, sefalet ve yoksulluk girdabında bir yaşama mahkum ediyor. Kadınlar her gün kadın cinayetleriyle katlediliyor, LGBTİ +’lara yönelik sistematik homofobik ve transfobik saldırılar devreye sokuluyor. Alevilerin evleri işaretlenerek baskı altında tutuluyor, Kürt halkı ise faşist ittifakın açık katliamlarının hedefi oluyor.

Rant ve talan politikalarıyla doğayı ve dahası ekolojik dengeyi bozan bu zulüm düzeni, Türk-Kürt uluslarından çeşitli milliyet ve inançlardan, cinsiyet ve kimliklerden ezilenlerin üzerine adeta zifiri bir karanlık çekmek istiyor.

Antalya Manavgat’ta göz göre göre yanan ormanları söndürmeyen iktidar, Kürt düşmanlığını büyütüyor, İzmir’de cihatçı çeteler eliyle Deniz Poyraz’ı katleden faşist blok, Konya’da faşistler eliyle Kürt bir aileyi katlediyor; ezilenlerin alım gücü her gün düşerken, milliyetçilik – ırkçılık zehri ile halktan kesimler faşizmin arkasına yedeklenmeye çalışılıyor. Ankara Altındağ’daki mültecilere dönük ırkçı-faşist saldırı bunun son örneklerini oluşturuyor.

Hemen her alanda artan sömürü, hak gaspı; işsizlik ve yoksunluk, faşizmin derinleşmesini tetikliyor. Sistem, Kürt halkına, Alevilere, kadın ve LGBTİ+’lara, gençlere karanlık bir gelecek öngörüyor. Başka bir deyişle içeride sıkıştıkça ve yönetemez hale geldikçe, göçmen düşmanlığını, ırkçılık ve şovenizmi; kadın ve LGBTİ+ düşmanlığını bir politika haline getiriyor. Böylelikle tüm bu sorunların gerçek sorumlusu olduğu gerçeğinin üstünü örtmek istiyor.

BMG olarak biz de, tüm bu gerçeklerden hareketle, faşist iktidar bloğuna karşı ezilenleri güçlerini birleştirmeye çağıyoruz. “Birleşirsek Kazanırız” şiarıyla Ağustos’un ortasında başlattığımız çalışmayla; semtlerde, pazarlarda, işçi havzalarında, grevlerde, direniş çadırlarında,  işçi ve emekçilere, kadın ve LGBTİ+’lere kısacası tüm ezilenlere bir arada olma ve mücadelemizi birleştirme çağrısı yapıyoruz.

BMG olarak amacımız önceki kampanya çalışmalarından çıkardığımız deneyimlerle, işçi ve emekçilerle daha fazla buluşabilmek, daha geniş bir kitleye temas etmek ve faşist bloğa karşı tepki duyan, direnen tüm kesimlerle yan yana olmaktır.

İşsizliğe, yoksulluğa, krize, savaş ve işgal politikalarına, katliamlara, bu çürümüş düzene karşı “Birleşirsek Kazanırız”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu