Güncel

Cumartesi Anneleri 784. Hafta | “Talat Türkoğlu için adalet”

Cumartesi Anneleri 784. hafta açıklaması koronavirüs salgını nedeniyle internetten yapıldı. Bu haftaki açıklamada gözaltında kaybedilen Talat Türkoğlu için adalet istendi

Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle internetten yayınladıkları 784. hafta açıklamasında sivil polisler tarafından takip edildikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Talat Türkoğlu’nun akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 784. haftada yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri kapsamında internetten yayınladı.

1996 tarihinde sivil polisler tarafından takip edildiğini kardeşlerine söyleyen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Talat Türkoğlu’nun akıbetinin sorulduğu 784. hafta açıklaması, Cumartesi Anneleri’nin sosyal medya hesabında Talat Türkoğlu’nun kardeşi Münibe Türkoğlu Yeprem tarafından okundu.

Açıklamada Talat Türkoğlu’nun gözaltına kaybedilme süreci paylaşıldı. Türkoğlu’nun kaybedildiği günden bu yana etkin bir soruşturma yürütülmediği ve onu kaybedenlerin cezasız kaldığını vurgulayan Yeprem şunları ifade etti:

“Kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlallerine karşı anayasal yargı denetimi yapmakla görevli  olan Anayasa Mahkemesi’ni, Talat Türkoğlu davasında  cezasızlığa ve inkara son verecek, evrensel ölçütlere uygun bir yargılamanın önünü açacak şekilde karar vermeye çağırıyoruz.”

Yeprem son olarak Talat Türkoğlu şahsında gözaltına kayıplar için adalet isteyerek açıklamasını sonlandırdı

Ne olmuştu?

Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu İstanbul Avcılar’da yaşıyordu. Daha önce 4 kez gözaltına alınan Talat; yoğun işkence gördü ve yıllarca hapishanede kaldı. Tahliye sonrasında polis takibinde olan Talat Türkoğlu, 29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için Edirne’ye gitti. İstanbul’dan Edirne’deki evin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini kardeşlerine söyledi. 1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul’daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Türkoğlu Ailesi, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü, devletin ilgili kurumlarına başvurularda bulundu. Soru önergeleriyle konu Meclis’e taşındı. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Resmi makamlar Talat Türkoğlu’nun gözaltına alınmadığını ve nerede olduğunun bilinmediğini söyledi.

1997 yılında Talat Türkoğlu’nun eşkâl, kullandığı saat, giysi, ayakkabı, cüzdan bilgilerini  ayrıntıları ile veren JİTEM mensubu Kasım Açık; Talat Türkoğlu’nun Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent’te polisler, askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını itiraf etti. Talat Türkoğlu’nun işkence ile  öldürülerek cesedinin Meriç Nehri’ne atıldığını söyledi. Olay yerinin krokisini çizdi. Olaya katılanların isimlerini verdi. Tüm bunları detaylı bir biçimde yazılı ve imzalı olarak beyan etti.

Kasım Açık’ın ifadesi üzerine Türkoğlu ailesinin ek bir soruşturma yapılması için savcılığa yaptığı başvuruda etkin bir soruşturma yürütülmeden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

AİHM’e taşınan davada ise Türkiye, etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu’nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle mahkûm oldu.

AİHM’in Türkiye’yi mahkûm etmesinin ardından İHD avukatı Gülizar Tuncer, Edirne Savcılığı’na dilekçe ile başvurarak AİHM’in verdiği mahkûmiyet kararı gereği, soruşturmanın derinleştirilerek sürdürülmesi talebinde bulundu. Edirne Savcılığı, evrensel hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Bu karar üzerine yapılan itiraz başvurusu da reddedildi. Aile 18 Ağustos 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu