Grev sırasında hukuksuz biçimde işte çıkarılan 16 üyemiz ise aynı şekilde ihbar, kıdem ve açılmış işe iade davaları sonucu alacakları en yüksek tazminat tutarı olan 4+12 maaş ödeme alacak. Üyelerimizin tüm alacakları toplu sözleşme taslağımızdaki ücret artışı üzerinden hesaplandı” dendi.
Evrensel gazetesine konuşan grevcilerinden Volkan Cimşit, “281 gün mücadele ettik. Buruk bir sevincimiz var. Sendikamız bu süreç boyunca her zaman arkamızda durdu. Bu bağ devam etmeli. Bu süreçte en büyük kazancımız sendikayı tanımak oldu. Bizim için maddi kazanılmalar önemli olmasa da bu anlaşmaya mecbur kaldık” dedi.
281 gün süren grev pazartesi akşamı varılan anlaşmayla sona erdi. Birleşik Metal-İş Sendikası şu açıklamayı yaptı: “281 gün süren grevde pek çok zorlukla mücadele ettik. İşverenin grev kırıcılığı ve hukuk tanımazlığına, yerel ve merkezi idarenin çıkardığı engeller eklendi. Tüm zorluklara rağmen Baldur grevi sendikal mücadelede büyük bir kararlılık ve dayanışma örneği oldu. Üyelerimizin grevi sonlandıran anlaşma ile haklarını almış olmalarına karşın, yürütülen mücadelenin toplu iş sözleşmesinin imzalanması ve işyerine sendikanın girmesiyle sonuçlanmamış olması en büyük üzüntümüzdür. Baldur grevi, mücadele tarihimizdeki yerini alacaktır.”
Direniş hakkında!
Birleşik Metal-İş Sendikası, İspanya Merkezli Baldur süspansiyon fabrikasında 2015 yılında örgütlenerek Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesi aldı. Patron yetkiye itiraz etti. Hukuk mücadelesi 6 yıl sonra 2020 yılının Aralık ayında işçinin lehine olacak şekilde son buldu. Fabrikada yetki alan sendika toplu sözleşme yapmak istedi. Patron bu sefer de sözleşme masasına oturmayı reddetti. İşçiler ise hemen tepki göstererek greve çıktı.
Grev devam ederken işveren dışarıdan getirdiği işçilerle üretime devam etmek istedi. Fabrikadan sevkiyat yapan araçların önü işçiler tarafından defalarca kesildi. Süreç işçilerin gözaltına alınmasıyla sonlandı. Bu sırada İŞKUR da fabrikaya istihdam sağlanması için 50 işçi gönderdi.
Baldur’a iş için gelenler, grevdeki işçilerin kendilerini açıklamalarıyla geri döndü. Sendika ise İŞKUR’un grev kırıcılığının aracı olmasına tepki gösterdi. İşverene ise grev kırdığı için dava açıldı. Dava işçinin lehine sonuçlandı. Fabrikada üretim yapılması ve ürün sevkiyatı yasaklandı. Buna rağmen patron yasaları çiğnemeye devam ederek üretime de sevkiyata da devam etti.
